Özel okul, veliye ücret iadesi yapacak!

Güncel haberler 16 Şubat 2022

Özel okul, veliye ücret iadesi yapacak!

Heyet, 25 bin TL ’nin 10 bin TL ’sine ödenmesine hükmetti. Cumhuriyet ’te yer alan haberde gerekçe olarak pandemide özel okulun zarar değil, kâr ettiğini gösterdi. Özel okul, Tüketici Hakem Heyeti ’nin kararını Tüketici Mahkemesi ’ne götürdü. Mahkeme bilirkişiden görüş istedi. Bilirkişi, okulun 2020 ’de kâr ettiğini tespit ederek rapor hazırladı. İzmir 7. Tüketici Mahkemesi, İl Hakem Heyeti ve veliyi haklı buldu. Özel okulun aileye 7 bin 500 TL para iadesi yapması hususunda emsal olacak kararı verdi.

BİLİRKİŞİ, OKULUN 2020 ’DE KÂR ETTİĞİNİ TESPİT ETTİ

Kurum, öğrenciye online eğitim verdiğini, okul giderlerinin kapalı olmasına rağmen devam ettiğini gerekçe göstererek aileye parayı iade etmedi. Aile, İzmir Tüketici Hakem Heyeti ’ne başvurdu. Tüketici Hakem Heyeti, tüketicinin şikâyetinde kısmen haklı olduğuna, tüketicinin talep ettiği parayı ödemesine karar verdi. Özel okul, Tüketici Hakem Heyeti ’nin kararını Tüketici Mahkemesi ’ne götürdü. Mahkeme bilirkişiden görüş istedi. Bilirkişi, okulun 2020 ’de kâr ettiğini tespit ederek rapor hazırladı.

“HERKES HAKKINI ALABİLİR”

Kararın tüm velilere örnek olmasını isteyen veli, “Birçok okul, evden eğitim verdiğini söyleyerek paraları iade etmedi. Ama biz hakkımızı aradık. Mahkeme, haklı bularak paranın ödenmesine karar verdi. Bu karar tüm veliler için emsal teşkil ediyor. Herkes hakkını alabilir” dedi. sizlere beylikduzuescort.pro farkıyla sunulmuştur

152 gösterim, 0 gün

Mithat Sancar’dan 6’lı zirveye eleştiri: ‘HDP ile görüşüyoruz, meşru görüyoruz’ demek yetmez

Güncel haberler 16 Şubat 2022

Mithat Sancar'dan 6'lı zirveye eleştiri: 'HDP ile görüşüyoruz, meşru görüyoruz' demek yetmez

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, parlamenter sistem çalışması yürüten altı muhalefet partisi liderinin buluştuğu “yuvarlak masa” toplantısına davet beklemediklerini ancak “geçiş süreci” ve cumhurbaşkanlığı seçimi konularında kendilerinin “mutlak müzakere zemini” olarak kabul edilmesini istediklerini söyledi.

Sancar, “O nedenle ‘HDP ile görüşüyoruz’ demek yetmez. ‘HDP’yi meşru görüyoruz’ demek de yetmez. Esas olan, HDP’yle eşitler arası bir zeminde tereddütsüz, çekincesiz, doğrudan ve açık bir diyalog ve müzakere yürütmeyi kabul etmektir” görüşünü dile getirdi.

Sancar, İYİ Parti’nin “HDP kapatılmalıdır” yaklaşımını eleştirirken, muhalefet içinde “HDP’yi hoş tutalım, ama boş tutalım, yaklaşımını pişirenlerin farkında olduklarını” söyledi.

HDP Eş Genel Başkanı Sancar, güncel siyasi gelişmelere ilişkin BBC Türkçe’nin sorularını yanıtladı:

Altı muhalefet partisi liderinin buluşmasıyla başlamak istiyorum. Bu buluşma nedeniyle, sosyal medyadan “HDP neden masada yok” eleştirileri geldi. Siz bu masaya davet edilmeyi bekliyor muydunuz?

Muhalefet partilerinin kendi aralarında diyalog ve ortak çalışma yürütmelerine bizim herhangi bir itirazımız yok. Zaten bu buluşma, güçlendirilmiş parlamenter sistem tartışmalarının finali olarak duyurulmuştu. Bu tür çalışmalar yapılabilir elbette. Çeşitli partiler arasında bu tür ilişkiler bize göre olumludur.

Burada karışıklık yaratan ve tartışmaya neden olan durum şudur: Toplantı hakikaten belirtilen gündemle mi gerçekleştirildi, yoksa aynı zamanda bir ittifak buluşması mıydı? Millet İttifakı’nın genişleyip genişlemeyeceği gibi bir tartışma, sanırım bu belirsizlikten ortaya çıktı. Millet İttifakı’nın genişlemesiyle ilgili görüşmeler de yapılabilir, buna da bizim itirazımız olamaz. Zira biz parlamento seçimine kendi ittifakımızı kurarak gireceğimizi belirttik.

Fakat cumhurbaşkanlığı seçimi için ortak aday fikrine açık olduğumuzu da söyledik. Bunun yolunun da bizimle kamuya açık, doğrudan müzakere yürütülmesi olduğunu her vesileyle dile getiriyoruz. Müzakere etmek istediğimiz çerçeveyi ana hatlarıyla zaten hem deklarasyonumuzla duyurduk hem de çeşitli beyanatlarımızda ifade ettik. Eğer bu çalışma, Meclis seçimlerine dönük bir ittifak niyetiyle yapılıyorsa, bizim burada yer almamızın bir gereği zaten yok.

Şayet cumhurbaşkanlığı seçimi ve onunla bağlantılı temel meseleler söz konusuysa, durum değişir. Başta geçiş süreci olmak üzere, cumhurbaşkanlığı seçimini ilgilendiren konularda bizimle açık diyalog ve müzakere yürütülmesi talebimizi tekrar etmek istiyorum. Bunun için o masada bulunmak gerekmiyor; kaldı ki bizim o masaya davet edilme gibi bir beklentimiz de yoktu. Şayet cumhurbaşkanlığı seçimi ortak aday tartışması üzerinden gelişecekse, HDP olarak talebimiz, bu çerçevedeki konuların bizimle kamuoyuna duyurularak, açık, doğrudan ve şeffaf biçimde yürütülmesidir.

“HDP’yi hoş tutalım, ama boş tutalım’ yaklaşımı pişiriliyor”

Bu görüşmenin ardından Pervin Buldan, “Bizi yok sayanları zamanı geldiğinde biz de yok sayarız” dedi, keza sizin de bu yönde açıklamalarınız var ve bu, altılı toplantıya tepki olarak yorumlandı.

HDP’yi yok sayan herhangi bir yaklaşımın, Türkiye’de gerçek ve güçlü bir demokrasi, kapsamlı ve kalıcı bir toplumsal barış inşa etme şansı yok. Bunu da şöyle netleştireyim: Eğer Türkiye’de gerçekten demokrasiye giden yol açılacaksa, yeni bir dönem başlatmak gerekiyor. Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmanın ve Meclis’te bu değişimi sağlamaya yetecek bir çoğunluk oluşturmanın bu açıdan çok önemli olduğu açık. Bütün bunları HDP’siz yapabileceğini düşünen kim varsa, hayal aleminde yaşıyor demektir.

“HDP’yi hoş tutalım ama boş tutalım” gibi bir yaklaşımın da birilerinin gündeminde olduğunu ve bu konuda hazırlık yapıldığını görüyoruz. Böylesi bir yaklaşım tuzaklarla doludur. Bunun farkında olmadığımızı düşünmek de ciddi bir yanılgıdır.

“Kastettiğimiz İYİ Parti’dir”

Benim merak ettiğim şu; siz o toplantıda olmamakla kendinizi “yok sayılmış” mı hissettiniz?

Hayır, böyle söylemiyorum. HDP’yi ötekileştiren, hatta düşmanlaştıran yaklaşımlar çok tehlikeli sonuçlar doğurur. HDP’yi muhatap almayı kabul etmeyen, bunun da ötesine geçerek HDP’ye karşı düşmanca tutum takınan bir zihniyetin Türkiye’de demokrasiye katkı sunma iddiasının herhangi bir inandırıcılığı yoktur, olamaza da.

Eğer bu iktidara karşı demokratik bir alternatif oluşturulmak isteniyorsa, bunu Türkiye’nin geçmişten bugüne en derin sorununda iktidarın anlayışını aynen sahiplenerek yapılması mümkün değildir. Sözü dolandırmaya gerek yok: Kastettiğimiz, öncelikle ve özellikle İYİ Parti’dir. Düşünün ki, bu parti sözcüleri aracılığıyla “HDP kapatılmalıdır” bile diyebiliyor.

Buna yönelik mi tepkiniz, yani İYİ Parti’ye?

Sadece İYİ Parti’ye yönelik değil. Toplantıdan önce de pek çok kez dile getirdik. “Altı muhalefet partisi” bir araya geldiğinde, bu partilerin,Türkiye’deki temel sorunlara dair gerçekten muhalif bir tutum sergilemesi beklenir. Muhalif olmak da iktidarın, Türkiye’deki temel sorunlara dair yaklaşımlarına karşı olmak ve demokratik çözüm önerileri sunmak anlamını taşır. Ancak bir parti, kurum veya çevre, Kürt sorunu, eşit yurttaşlık ve siyasal özgürlükler gibi en temel konularda dahi iktidarla aynı veya benzer anlayışı paylaşıyorsa biz bu yapıya muhalif diyemeyiz.

Böyle bir anlayışın ağırlık taşıyacağı bir ittifakın da Türkiye’ye bugünkünden daha iyi bir gelecek vaat etmesinin mümkün olmayacağını düşünüyoruz.

“HDP mutlak müzakere adresi olarak kabul edilmeli”

Kılıçdaroğlu, ‘HDP’yi yok saymıyoruz, görüşüyoruz, gerektikçe de görüşeceğiz’ dedi. Bu açıklama sizin için yeterli oldu mu, yoksa “biz de o masada mutlaka olmalıydık” diyor musunuz?

Bizim “mutlaka o masada olmalıydık” gibi bir beyanımız veya açıklamamız olmadı. Biz Türkiye’nin geleceği tartışılırken HDP’nin yok sayılmasının büyük bir yanlış ve tuzak olduğunu söylüyoruz. Esas mesele, HDP’nin doğrudan doğruya müzakere adresi olarak kabul edilip edilmediğidir.

HDP ile açık ve şeffaf görüşme yürütülmesi, diyalog kanallarının oluşturulması, Türkiye’de baskıcı iktidarı ve yıkıcı atmosferi dönüştürmek için elzemdir. Ama gündemde seçimler olduğu için meseleleri genellikle seçim çerçevesinde konuşmak durumunda kalıyoruz.

Öncelikle şunu tekrar vurgulamalıyım: Parlamento seçimiyle cumhurbaşkanlığı seçimini ayırıyoruz. Cumhurbaşkanlığı seçimi aynı zamanda bir geçiş süreci meselesidir. Eğer ortak bir adayda karar kılınacaksa, Türkiye’nin yeni bir başlangıcı hangi çerçevede yapacağının ayrıntılı bir biçimde konuşulması gerekiyor. Şayet ortak bir aday fikri olgunlaşırsa biz, bu meselenin isim üzerinden değil, siyasal ilkeler ve yapısal sorunlar üzerinden konuşulmasını istiyoruz. Aksi taktirde kamuoyunun büyük bir kesiminin şu soruları sorma hakkı doğuyor: 6 parti buluştu, şöyle bir geçiş süreci şöyle bir sistem ve şöyle bir gelecek önerisi ortaya çıkardı. Peki bu nasıl hayata geçirilecek?

Bunu Türkiye’nin en dinamik, demokrasi mücadelesi konusunda başta Kürt halkı olmak üzere en direngen ve kararlı sosyolojisini hesaba katmadan, bu sosyolojinin doğrudan siyasi iradesini temsil eden bir partiyi eşit bir aktör olarak görmeden nasıl yapacaksınız? Bu sorulara cevap verme mecburiyeti, muhalefet partilerinin topluma karşı sorumluluğudur.

“HDP ile görüşüyoruz, meşru görüyoruz demek yetmez”

Bizim derdimiz esas olarak Türkiye’yi demokrasiye kavuşturarak kalıcı barışı inşa etme imkanlarını sağlayacak toplumsal dinamizmi ortaya çıkarmaktır. Son yıllarda çok büyük tahribatlar, çok büyük adaletsizlikler yaşandı. Bunların elbette tamiri gerekiyor ama daha ötesini hedeflemek gerekiyor, o da şudur: Aynı tahribatların yeniden yaşanmayacağı sosyolojik ve politik bir zemini yaratmak.

Bu zemini yaratabilmek için de HDP’nin siyasi aktör olarak temsil ettiği geniş sosyolojinin siyasi özne olarak tanınması bir zorunluluktur. O nedenle “HDP ile görüşüyoruz” demek yetmez. “HDP’yi meşru görüyoruz” demek de yetmez. Esas olan, HDP’yle eşitler arası bir zeminde tereddütsüz, çekincesiz, doğrudan ve açık bir diyalog ve müzakere yürütmeyi kabul etmektir.

Siz ‘mevcut iki ittifak içinde yer almayacağız’ diyorsunuz ama partinizin cumhurbaşkanı adayı çıkarıp çıkarmayacağı konusunda da şimdiye kadar net bir açıklama yapmadınız.

Aday meselesini, önerdiğimiz bu çerçeve derinlemesine tartışılmadan gündemimize almıyoruz. Seçim tarihi belli olduğunda o zamana kadar alınmış olan veya alınması muhtemel yola bakarız, gelişmeleri değerlendiririz, kararlarımızı da bu olgu ve verilere göre veririz.

Kendi adayımızı çıkarıp çıkarmayacağımız meselesi de bu süreç içerisinde şekillenecektir. Ki bunu da sadece HDP olarak yapmayacağız; Meclis seçimi için kurmakta olduğumuz demokrasi ittifakının bileşenleriyle tartışarak, bu ittifakta yer almayan demokrasi güçleriyle istişare ederek, tabanımızla diyalog içerisinde belirleyeceğiz. Şöyle yapılmazsa aday çıkarırız veya şöyle yapılırsa aday çıkarmayız gibi bir yaklaşımın, bu konuda yürütülebilecek kapsamlı ve derinlemesine tartışmaların önünü tıkayacağı kanaatindeyiz. O yüzden biz, demokrasiye, barışa ve adalete giden yolun tıkanmaması, aksine bu yolun genişlemesi için, mevcut şartlarda bir tuzak olarak gördüğümüz aday tartışmasına girmek istemiyoruz.

“Seçeneklerden biri kendi adayımızla çıkmaktır”

Ama eş genel başkan yardımcınız Tayip Temel de altı liderin buluşmasına davet edilmemenizi eleştirirken “biz de kendi adayımızı çıkarabiliriz” anlamına gelecek bir açıklama yaptı…

Tam olarak öyle söylemedi, o açıklamanın bir bağlamı vardı. Tayip Temel arkadaşımız, “Millet İttifakı’nda, kendi adayımızı çıkarma eğilimimizi güçlendiren gelişmeler var” dedi. Herkes biliyor ki, kendi adayımızı çıkarmak da reel bir seçenektir. Ama biz bunu şimdi tartışmak istemiyoruz.

Yani seçeneklerden biri, elbette seçimlere demokrasi ittifakının adayıyla katılmaktır. Bizim esas olarak önceliğimiz, bu önerdiğimiz çerçeve olgunlaşıncaya kadar tartışmanın sürdürülmesidir. Mutabakat sağlanırsa ortak aday fikrine açık olduğumuzu zaten beyan etmiştik. Şayet ortak aday bu gerçekleşmezse ne yapacağımıza, biraz önce değindiğim çoğulcu demokratik yöntemle karar vereceğiz. Böyle bir durumda, kendi adayımızla seçimlere girmek de elbette önemli bir seçenek olacaktır.

“Üçüncü ittifak değil, geniş demokrasi ittifakı olarak tanımlıyoruz”

Partinizin de içinde yer aldığı üçüncü ittifak çalışması var. İkinci toplantıyı da sanırım 26 Şubat’ta yapacaksınız. Birincisi sekiz siyasal yapı ile başlayan ittifak görüşmeleri yeni katılımcılarla genişleyecek mi? İkinci olarak da sekiz siyasal yapı lideri olarak bir araya gelip birlikte fotoğraf verecek misiniz?

Bizim demokrasi ittifakımız çok geniş bir çerçeveyi içeriyor. Sol sosyalist aktörlerle, siyasi parti ve oluşumlarla ittifak da bunun önemli bir parçasıdır. Biz bu buluşmalara “ortak mücadele” hedefi koyduk.

Bizim yaptığımız görüşmeler, demokrasi ittifakı olarak tanımladığımız bir çerçeve içerisinde ilerliyor. Demokrasi ittifakı, başlı başına bir seçim ittifakı değildir. Bizim önceliğimiz, bir mücadele ortaklığını oluşturmaktır. Bu ortaklık inşa edilirken bir seçim gerçekliğiyle de karşı karşıya olduğumuzun bilincindeyiz. Ancak odağımıza seçimi almadık.

İlk toplantıda da bu konuda mutabakat sağladık. Yani öncelik seçim ittifakı değildir. Birincil olarak ortak mücadeleyi nasıl inşa edeceğimizi konuşuyoruz. Ama seçimler de bu buluşmalardaki tartışma konularından biri olarak gündeme gelecektir elbette.

Taraflar, 26’sında gerçekleşecek ikinci toplantıya eş başkanlar düzeyinde katılacak. İlk toplantıdan çıkan üç önemli sonuç vardı. Bunların içinde genişleme perspektifi de yer alıyordu. Dolayısıyla sol-sosyalist yapılara dönük genişleme çalışmalarımız devam edecek.

Öte yandan demokrasi ittifakı çerçevesinde başka kesimlerle görüşmelerimiz sürüyor. Mesela Kürdi partilerle yürüyen bir çalışmamız var. Zaten 2019 yerel seçimlerinde oluşmuş bir ittifakımız mevcut, bunu genişletmek için çalışmalarımızı yürütüyoruz. Biz bütün ezilenleri, sömürülenleri, dışlananları, ötekileştirilenleri, mazlumları ve mağdurları kapsayacak bir ortak mücadele birlikteliği inşa etmek istiyoruz. Bunu başardığımızda seçim meselesi daha rahat bir biçimde ele alınır.

O nedenle “üçüncü ittifak” sözü, yürüttüğümüz çalışma için doğru bir niteleme değildir. Bu şekilde kullanıldığının farkındayız ama biz bunu üçüncü ittifak değil, geniş demokrasi ittifakı olarak tanımlıyoruz. 26’sındaki toplantı da çalışma alanlarını ve yöntemlerini daha da somutlaştıracağımız bir gündemle gerçekleştirilecek.

“Öcalan’ın ne dediğini doğrudan kendisinden öğrenelim”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Edirne’deki İmralı’dakine hesap verecek” sözleri çok tartışıldı. Burada HDP’ye yönelik yeni bir plan mı kuruluyor ya da somut bir gelişme olmuş olabilir mi sizce?

Suyu bulandırmak istiyorlar. Somut bir gelişme olup olmadığını bilmemiz mümkün değil. Bunu bilmenin tek yolu var: İmralı’da avukatlarla ve/veya bağımsız heyetlerle görüşmeye izin verilmesi. Böylece Abdullah Öcalan’ın bu konu dahil, diğer konularda ne düşündüğü, bizzat kendisi tarafından ifade edilsin. Bunun dışındaki hamlelerin HDP içinde tartışma yaratma, Kürt seçmende zihin bulanıklığına yol açma gibi amaçlar güttüğünün farkındayız ama bu hesapların tutması mümkün değil. O nedenle biz Erdoğan’ın sözlerinin içeriğine bir önem atfetmiyoruz.

Öcalan daha önce yıllarca avukatlarıyla görüştü, düşüncelerini avukatları aracılığıyla kamuoyuna duyurdu; şimdi de aynısı yapılmalıdır. Yol basit ve açıktır: Görüşmeler sağlansın, Öcalan’ın ne dediğini herkes doğrudan kendisinden öğrenelim.

“HDP yüzde 15’lere ilerliyor”

Partiniz hakkındaki kapatma davasının seçimlere kadar sonuçlanmasını bekliyor musunuz? Partiniz kapatılsa da kapatılmasa da, HDP temsilcilerini bir şekilde sahada siyasi aktör olarak görecek miyiz?

HDP kapatılsa da kapatılmasa da, siyasi gücünü ve toplumsal etkisini bir şekilde değil, her şekilde, sadece siz değil herkes görecek. Biz hem mücadele sürecine hem de seçime ağırlığımızı ve gücümüzü en etkili şekilde yansıtacak imkanlara sahibiz. Geleneğimiz, tecrübemiz ve birikimimiz ortadadır. Bütün saldırılara ve kuşatmalara rağmen sadece ayakta durmakla kalmadık, yolumuzda tutarlı ve kararlı bir şekilde ilerledik, ilerliyoruz.

Şu anda bizden hoşlanmayan çevrelerin etkisindeki kamuoyu yoklamaları bile HDP’nin yüzde 15’lere doğru ilerlediğini dile getiriyor. Yüzde 15 oranı sadece sayısal bir mesele değildir. Bu oran, bütün engellere rağmen HDP’nin, halkın desteğiyle belirlediği yolda kararlı ve tutarlı biçimde yürümeye devam etmesi anlamı taşımasıdır. Dolayısıyla yüzde 15 sayısal olmanın ötesinde çok önemli bir siyasal meseledir. Türkiye’nin güçlü demokrasiye ve eşit ortak yaşama dayalı büyük barışa ulaşması konusunda gerçek bir alternatifin mevcut olduğunun, buna dair umudun canlı ve bu yolda mücadelenin dinamik olduğunun önemli bir göstergesidir.

Erdoğan’ın üçüncü dönem aday olup olmayacağı tartışması var. Bazı muhalefet partileri “hukuken aday olamaz ama siyaseten biz bu tartışmaya girmeyeceğiz, aday olsun” yaklaşımında. Sizin tutumunuz nedir?

Ben bir kamu hukukçusu olarak ifade edeyim: Erdoğan’ın yeniden aday olabilmesinin tek bir yolu var. O da cumhurbaşkanı olarak görev süresi tamamlanmadan Meclis’in erken seçim kararı alması. Anayasa hükümleri bu konuda açıktır. Karşı argümanı savunanlar var ama argümanların hukuksal temeli yok. Anayasa’nın lafzı açık: Eğer seçim zamanında yapılırsa veya cumhurbaşkanı erken seçim kararı alırsa Erdoğan aday olamaz. Çünkü referandum ile Anayasa’nın tümü değil, bir kısmı değişti. Dolayısıyla değişmeyen kısımlar uygulanmak zorunda.

Bu kısımlardan biri de cumhurbaşkanının en fazla iki dönem aday olabileceğidir. Tek istisnası da hükme bağlanmıştır: Görev süresi dolmadan Meclis’in en az 360 oyla erken seçim kararı alması. Kendi gerçekleştirdikleri anayasa değişikliğinde bile bu hususu öngörmemiş, bu konuda bir düzenleme yapmamış iktidara, “anayasaya uymayabilir ama yine de aday olsun” diyemeyiz. Bu, demokratik hukuk devletine dönmeyi hedefleyen çevrelerin dile getirebileceği bir argüman olamaz. Bizim böyle bir lüksümüz de hakkımız da yok.

Erdoğan belirttiğim istisna dışında yeniden aday olursa ve -çok küçük bir ihtimal ama- seçilirse meşruiyet tartışması bitmeyecektir. Biz de bunun takipçisi oluruz. sizlere beylikduzuescort.pro farkıyla sunulmuştur

192 gösterim, 0 gün

Mehmet Ocaktan: Dindarların esas endişelenmesi gereken; dini değerlerin siyaset pazarına sürülmesi

Güncel haberler 16 Şubat 2022

Mehmet Ocaktan: Dindarların esas endişelenmesi gereken; dini değerlerin siyaset pazarına sürülmesi

Karar yazarı Mehmet Ocaktan, iktidarın dini değerleri kullanmaktan çekinmediğini savunurken, “Dindarların esas endişelenmesi gereken; dini değerlerin siyaset pazarına sürülmesidir” dedi. 

Karar yazarı Ocaktan, yazısında iktidarın muhalefetin açıklamalarından endişeli olduğunu dile getirirken, “azınlıkta olan bazı ulusalcı sol çevrelerde ve kazanımlarını kaybetme endişesi taşıyan bazı dindar-muhafazakar kesimlerde de bir miktar tedirginlik oluşturduğunu” savundu. 

Dindar-muhafazakar kesimin Millet İttifakı’nı “fitne ve şer” odağı olarak görmesinin “vahim” olduğunu dile getirerek şunları kaydetti:

“Evet bu ülkede yıllardır, dindar-muhafazakar kesimler ve Kürtler hep ‘vebalılar ’ listesinde yer almış ve derin acılar yaşamışlardır. 28 Şubat tecrübesi bunun en bariz göstergesidir. Dolayısıyla dindarlar açısından kazanımlar elbette önemlidir.

Ama unutmamak gerekiyor ki 2021 Türkiye ’sinde insanlar, bizzat AK Parti iktidarının sağladı hak ve özgürlükleri bugün kullanamaz bir noktaya gelmiş bulunuyorlar. Kısacası 2010 Türkiye ’sinde var olan ifade hürriyeti, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakları bugünün Türkiye ’sinde yok.

Ne yazık ki iktidar bugün elektrikten doğal gaza, sütten peynire kadar gelen ağır zamlara itiraz eden insanları ikna etmek, bir başka deyişle susturmak için “Bu muhalefet gelirse 28 Şubat geri gelir, kazanımlarınızı kaybedersiniz” benzeri söylemlerle dindarlar açısından çok kıymetli olan dini değerleri kullanmaktan çekinmiyor.

İşte bugün dindarların esas endişelenmesi gereken; dini değerlerin siyaset pazarına sürülmesidir. İktidarlar gelir, gider, zamlar da bir şekilde telafi edilir. Ama eğer iktidar uğruna dini değerler yıpratılırsa bu hepimiz için büyük bir kayıp olur.” sizlere beylikduzuescort.pro farkıyla sunulmuştur

147 gösterim, 0 gün

Alaattin Çakıcı ’nın yeğeni İstanbul ’da çapraz ateşe tutuldu

Güncel haberler 16 Şubat 2022

Alaattin Çakıcı ’nın yeğeni İstanbul ’da çapraz ateşe tutuldu

Süper Havadis ’in aktardığına göre, Adem Çakıcı saat 20.30 sıralarında, kendi kullandığı otomobili ile İstanbul Cevizlibağ ’da giderken, başka bir arabadan çapraz ateşe tutuldu. Adem Çakıcı, saldırıdan hafif şekilde yaralanarak kurtuldu.

Çakıcı, kendi imkanları ile İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi Acil Cerrahi Servisi ’ne gitti. Sağ ayağından yaralandığı anlaşılan Adem Çakıcı ’nın burada tedavi altına alındığı kaydedildi.

Alaattin Çakıcı, MHP lideri Devlet Bahçeli ’nin girişimleriyle Ankara Sincan Cezaevi ’nden 15 Nisan 2020 tarihinde tahliye edilmişti. sizlere beylikduzuescort.pro farkıyla sunulmuştur

157 gösterim, 0 gün

4. evre akciğer kanseri Ahmet Zeki Özkan ’a cezaevi zulmü: ‘1 yıl ömrü kaldı ’

Güncel haberler 16 Şubat 2022

4. evre akciğer kanseri Ahmet Zeki Özkan ’a cezaevi zulmü: ‘1 yıl ömrü kaldı ’

Türkiye ’de hasta tutuklulara cezaevi ‘zulmü devam ’ ediyor. Hizmet Hareketi davaları kapsamında 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan 4. evre kanser hastası 65 yaşındaki yüksek makine mühendisi Ahmet Zeki Özkan, Yargıtay ’ın onama kararından sonra geçen hafta tutuklanıp Antalya L Tipi Cezaevi ’ne gönderildi.

Yatak olmadığı için bir hafta karantina hücresinde yerde yatan Özkan, bugün normal koğuşa alınabildi. Eşiyle dün kapalı görüş yapan Yasemin Özkan, “Yatak bile yokmuş, battaniye vermişler, yerde yatmış. Hasta olmaması lazım ama grip olmuş” dedi.

Ekim 2020 ’de 4. evre akciğer kanseri teşhisi konulan Özkan ’a Antalya Adli Tıp Kurumu ‘cezaevinde kalamaz ’ raporu vermesine rağmen İstanbul Adli Tıp Kurumu ‘doktoru ve reviri olan bir cezaevinde ’ kalabileceğini söyledi.
 

4. EVRE AKCİĞER KANSERİ Ahmet Zeki Özkan tutuklandı.

Antalya L Tipi’nde tutuklu olan Özkan:

“Karantinada yatak yok, battaniye ile yerde yatıyoruz.
Hastalandık “ dedi.

Cezevleri cenazeevleri olmasın !#HastaTutsaklaraÖzgürlük@adalet_bakanlik pic.twitter.com/PAEkRDvKfa

— Mehmet Ali ASLAN (@HemmedAliAslan) February 15, 2022
İstanbul Adli Tıp ’ın raporunu esas alan Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı, 14 Aralık 2021 ’de Ahmet Zeki Özkan ’ın infaz erteleme talebini reddetti.

BoldMedya ’nın haberine göre, kanser dışında kalbinden anjiyo olan, yüksek tansiyon ve prostat gibi hastalıklarını da bulunan Özkan ’ın çocukluğundan beri kulakları da duymadığı için işitme cihazı kullanıyor.

‘Doktor 1 yıl ömrü kaldığını söyledi ’

Eşini en son aralık ayında doktora götürdüklerini belirten Ahmet Zeki Özkan ’ın eşi Yasemin Özkan, “En fazla 1 yıl ömrü olduğunu söyledi doktor. Ben ona evde çok titiz bakıyordum. Organik besleniyordu. Korona çıktı çıkalı daha hiç hasta olmadı.” ifadelerini kullandı.

21 Şubat ’ta tekrar randevuları olduğunu ve tedavisi nedeniyle eşinin sürekli karantinada kalmak zorunda olduğunu ifade eden Özkan şöyle devam etti:

“Eşim akıllı ilaç denilen bir ilaç kullanıyor. Akıllı hap çok tehlikeli. Elinize değdirmemeniz gerekiyor. Bir peçeteye koyup ağzına veriyoruz. İlacın yan etkileri çok fazla.  Bu ilaç çok ağır bir kimyasal olduğundan dolayı vücudundaki uç noktalarından iltihap geldiği ve enfeksiyon kaptığı için sırtındaki kaşınmalardan kaynaklı yaralar oluyor ve enfeksiyon kapıyor. Yüzünde döküntüler, ayak tırnaklarında kanamalar oluyor. Hastalığının dördüncü evre olması, vücudundaki yaralar bizi çok kötü etkiliyor. Zayıflamaması, kilo vermemesi lazım.”

Yasemin Özkan, çamaşır, havlu, battaniye, yastık gibi eşine götürdükleri eşyaların hiçbirini cezaevi yönetiminin kabul etmediğini, kantinden alması gerektiğini ama kantinin de kapalı olduğunu sözlerine ekledi.

‘Suç olarak da bunlar gösterildi ’

Daha önce 10 ay Kırşehir ’de hapis yatan Özkan ’ı Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Bank Asya hesabı, gazete aboneliği, çocuklarını okuttuğu Aksaray Koleji ’nin müdürüne 2 kez kurban parası verdiği ve Bylock kullandığı iddiasıyla 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırmıştı. sizlere beylikduzuescort.pro farkıyla sunulmuştur

143 gösterim, 0 gün

İşten atılan Migros işçileri TÜSİAD önünde Tuncay Özilhan’a seslendi

Güncel haberler 15 Şubat 2022

İşten atılan Migros işçileri TÜSİAD önünde Tuncay Özilhan'a seslendi

Yüzde 8’lik ücret artışını protesto eden 257 işçinin işten çıkarılmasını protesto eden Migros emekçileri, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği ’nin (TÜSİAD) önünde toplandı. Depo, Liman, Tersane ve Deniz İşçileri Sendikası (DGD-Sen) çağrısıyla bir araya gelen emekçiler, Migros’un sahibi Tuncay Özilhan’ın Yüksek İstişare Konseyi Başkanı olduğu TÜSİAD genel merkezi önünde toplanarak basın açıklaması gerçekleştirdi.

DGD-Sen Genel Başkanı Neslihan Acar tarafından yapılan basın açıklamasında “Burası Tuncay Özilhan ’ın başkanlık yaptığı ve Türkiye ’yi yöneten patronların örgütü TÜSİAD ’ın Genel Merkezi ’dir. Peki biz buraya neden geldik? Migros, Anadolu Grubu ’nun bir şirketidir. Biz işçileri ölümle yaşam arasında yaşama mahkum edenler buradadır. Bizim, işçiler olarak bize sunulan bu sefalete artık tahammülümüz yoktur” denildi.

Çalışanların taleplerinin bir kez daha yinelendiği açıklamada, “Ya kabul edersiniz ya da sonuna kadar direnmeye hazırız. Basın bilsin, medya bilsin, Migros bilsin, Tuncay Özilhan bilsin, Saray bilsin. Halkımız biliyor. Biz buradayız, her yerdeyiz. Hakkımızı alacağız” ifadelerine yer verildi.

NE OLMUŞTU?

Migros ’un Esenyurt ’taki deposunda çalışan işçilerinin yüzde 8 ’lik ücret artışına karşı başlattığı eylemin yedinci gününde (9 Şubat) Depo, Liman, Tersane ve Deniz İşçileri Sendikası (DGD-Sen) üyesi 257 işçinin işine son verilmişti. Yazılı bir basın açıklaması yaparak işten çıkarmaları doğrulayan Migros ise tepki çeken bir açıklamaya imza atmıştı. Şirketten yapılan açıklamada, “Bu çalışma koşullarını uygun bulan arkadaşlarımıza kapımızın açık olduğunu belirtmek isteriz” ifadeleri kullanılmıştı.

İŞÇİLERİN TALEPLERİ NELER?

Migros depo işçilerinin talepleri şöyle:

– Atılan depo işçileri işe geri dönecek,

– Primlerin sabit olarak maaşa yansıması garanti edilecek,

– Saat ücretine 4 TL zam yapılacak. sizlere beylikduzuescort.pro farkıyla sunulmuştur

112 gösterim, 0 gün

Cezaları onanmıştı; gazeteci Murat Ağırel ve Barış Pehlivan yeniden cezaevine giriyor

Güncel haberler 15 Şubat 2022

Cezaları onanmıştı; gazeteci Murat Ağırel ve Barış Pehlivan yeniden cezaevine giriyor

“MİT mensubu haberleri” davasında yargılanan ve cezaları onanan gazetecilerden Murat Ağırel ve Barış Pehlivan Çağlayan ’daki İstanbul Adliyesi ’ne teslim olmaya gitti.

Murat Ağırel Twitter hesabından, “Şehit olan vatan evlatlarına şehadet dilediğim için bugün tekrar cezaevine giriyorum. Şehit edenler ise ülkemde renkli halılar ile karşılanıyor. Şimdiye kadar yazdığım hiçbir şeyi yalanlayamayanlar beni adaletsizlikle susturacaklarını sanıyorlar. Susmayın, korkmayın, alışmayın” paylaşımını yaptı. 

“Susmayız, korkmayız, asla da alışmayız”

Hapis cezası kesinleşen Ağırel teslim olmadan önce Çağlayan Adliyesi önünde açıklama yaptı.

Ağırel, “Teslim olacağız, sonucunu hep birlikte göreceğiz. Üzücü. Türkiye ’de hukukun siyasetle bir arada olmaması, anılmaması gerekiyor. Ülkemiz adına utanç verici durumlar yaşanıyor. Hukuk söyleyeceğini söylemiştir. Biz de hakkımızı hukuk yoluyla arayacağız. Gazeteciler kaçma şüphesiyle tutuklanır ya, gerçek gazeteciler kaçmazlar. Varsa suçları yargıda hesabını verirler. Bizler gazeteciyiz, kalemimizi namus biliriz. Susmayız, korkmayız, asla da alışmayız.” dedi.

“AYM ve AİHM ’e gideceğiz”

Ağırel sözlerini şöyle sürdürdü:

“AYM ve AİHM ’e gideceğiz. Dosyaya hâkim olan bir kişinin bu şekilde kararını olmayacağını net şekilde görürler. Hukuk varsa ülkemizde eğer. Düşünün ki biz iki tane vatan evladını Libya ’da şehit olmasından sonra ifşa ettiğimiz gerekçesiyle ceza aldık. Daha önce cezaevinde kalmamız için casusluk suçlaması adledildi bize, bundan beraat ettik. Sonra dendi ki fotoğrafları ifşa ederek bu suça sebebiyet verdiniz. Bu fotoğrafların zaten paylaşıldığını sunduk. Niyet beslendi. Bu bir niyetnamedir. Biz bunun MİT mensuplarının ifşasından olmadığını biliyoruz. Biz o gün iki vatan evladının şehadetini yüceltmek için attığımız bir Twitter mesajında sergilediğimiz tavır onların maneviyatına duyduğumuz saygıydı. Şimdi bugün Libya ’daki vatan evlatlarımızın şehit olmasına sebebiyet veren kişi, darbeci Hafter ’i biz ülkemizde ağırlayacağımızdan bahsediyoruz.”

Çağlayan Adliyesi’nden fotoğrafını paylaşan Barış Pehlivan da “Üçüncü kez…  İşte geldik, gidiyoruz… Hoşça kalın şimdilik…” ifadesini kullandı. 

‘MİT mensubu haberleri’ davasında yargılanan gazetecilerin cezası onandı

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, ‘MİT mensubu haberleri’ davasında yargılanan gazeteciler hakkında İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesinin kararını onadı. Mahkeme, tüm sanıklar hakkında ‘Devletin Güvenliğine ve Siyasal Yararlarına İlişkin Gizli Kalması Gereken Bilgileri Açıklama suçundan; Barış Terkoğlu ve E. E. hakkında “istihbarat faaliyeti ile ilgili bilgi ve belgeleri ifşa etmek’ suçundan verilen beraat kararlarını onadı.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, ‘MİT Mensubu haberleri’ davasında yargılanan gazeteciler Ferhat Çelik, Barış Pehlivan, Hülya Kılınç, Murat Ağırel, Aydın Keser ve Barış Terkoğlu hakkında İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesinin kararını onadı. sizlere beylikduzuescort.pro farkıyla sunulmuştur

107 gösterim, 0 gün

İstanbul’da ev baskınları: HDP’li yöneticiler dahil 10 gözaltı

Güncel haberler 15 Şubat 2022

İstanbul'da ev baskınları: HDP'li yöneticiler dahil 10 gözaltı

İstanbul’da yapılan ev baskınlarında HDP üye ve yöneticileri ile gazetecilerin de aralarında olduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı. Esenyurt ilçesinde yapılan baskınlarda Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği (MATUHAYDER) Eşbaşkanı Esin Çelik ve HDP üyelerinin de aralarında olduğu 9 kişi gözaltına alındı.

Gözaltına alınanlar arasında Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Gazete Şujin muhabiri Vildan Atmaca da bulunuyor. Atmaca ’nın, 2015 ve 2016 yıllarında yaptığı haberler gerekçesiyle hakkın açılan soruşturma kapsamında gözaltına alındığı öğrenildi.

Gözaltına alınan 10 kişi, Vatan Caddesi ’nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü ’ne götürüldüğü. Ayrıca gözaltına alınanlar hakkında 24 saat avukat görüş kısıtlılığı kararı alındığı belirtildi.

 
Gözaltına alınan diğer isimler şöyle: HDP PM üyesi Çiçek Arıç, HDP Esenyurt ilçe yöneticileri Çayan Yılmaz, Murat Turgut, Taner Karataş, Metin Burukanlı, Abdullah Arınan, Kıyasattin Kurt ve Selami Yaman. sizlere beylikduzuescort.pro farkıyla sunulmuştur

99 gösterim, 0 gün

Metro projesi AKP ve MHP oylarıyla reddedildi!

Güncel haberler 15 Şubat 2022

Metro projesi AKP ve MHP oylarıyla reddedildi!

Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi ’nin 2022 yılı Şubat ayı 2. Birleşim Toplantısı, Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer başkanlığında gerçekleştirildi. Meclis ’in en önemli gündem maddelerinden birini Seçer ’in metro projesi için borçlanma yetkisi talebi oluşturdu. Seçer ’in 2 milyar 489 milyon 543 bin liralık yetki talebi, Cumhur İttifakı ’na mensup Meclis üyeleri tarafından reddedildi.

Bazı meclis üyelerinin şerh koyduğu borçlanma yetkisi talebi ile ilgili konuşan Başkan Seçer, şöyle konuştu:

Önce şu yanlışı düzeltelim; biz bugün Belediye Meclisi ’nden borçlanma yetkisi istiyoruz, borçlanmıyoruz çünkü borçlanamıyoruz. 900 milyon TL borçlanma yetkisi 16 Ağustos 2021 tarihinde tarafıma verildi. Aradan 6 ay geçti, ben hâlâ borçlanamadım. Neden borçlanmadım?

Çünkü işler Meclis ’in bana borçlanma yetkisi vermesi ile bitmiyor. Bunun Cumhurbaşkanlığı Strateji Daire Başkanlığı ’nda bir onay süresi var. Ardından Hazine ’de onay süresi var. Dolayısıyla şu anda oradan, imzadan
çıkmadığı için belediyemiz metroyla ilgili daha bir delikli kuruş dahi borçlanmadı.

Bir kere bu yanlışı düzeltelim. ‘900 milyon TL borç verdik hele bunu bir tüketin, ondan sonra yeni krediye bakarız ’. Tekrar söylüyorum, biz onu daha kullanamadık ki tüketelim.

Borçlanma yetkisi talebinin nedenini de açıklayan Başkan Seçer, sürecin aylarca devam ettiğini ifade etti.Seçer, şu ifadeleri kullandı:

6 ay imzadan zor çıkıyor. Bana verilen söz gereği söylüyorum; bu hafta Cumhurbaşkanlığı Strateji Daire Başkanı ’ndan Hazine ’ye gelecek ve vakit geçirilmeden imzalanacağı yönünde. 6 ay önce ile bugünü konuşuyoruz. 6 ay geçmiş.

Şu anda ben zaten o borçlanma yetkisini isterken gerekçemde var bono ihraç edeceğim. Bu süre de minimum 4 ayımı alacak. 6 aydan önce de olacağını düşünmüyorum. 6 ay geçti. 6 ay da eğer bu hafta alırsam; imzayı aldım, bono satışı yaptım ya da dış kredi ise; bugünkü istediğim teklifte olduğu gibi; finansman arayışına çıktım. Bir 6 ay da böyle gidiyor, 1 yıl.

Yani bugün bu yetkiyi alsam dahi en iyi ihtimal gelecek sene bu zamanlar 2 milyar 400 milyon liradan para kullanmaya başlayabilirim. Herhalde net anlattım. Yani bu çalışma 12 ay sonra her şey normal giderse kullanacağım parayla ilgili bir yetki talebidir. Benim yetkim olmadığı bir durumda finans kurumları masanın karşısına dahi oturmuyor. ‘Yetkin var mı? ’ ‘Yok. ’

Peki ben bunu niçin istiyorum, kafamdan mı uyduruyorum? Bu proje, ilgili bakanlıklar tarafından kabul edilmiş, bu proje Cumhurbaşkanlığı tarafından onaylanmış, bu yılın yatırım programına alınmış.

EBRD kredisi ile alınacak 118 otobüs ve metro projesi ile birlikte Cumhurbaşkanlığı Yatırım Programı ’nda dış finansman gerektiren 2 projelerinin olduğunu sözlerine ekleyen Seçer, otobüs alımı için de aynı aşamalardan geçtiklerini hatırlattı. Başkan Seçer, meclis onayı olmadan finansman bulamadığını ve sözleşme yapamadığını vurguladı.

“BU BİR VİZYON PROJESİ, GÜNAHTIR YAPMAYIN”

Metro projesinin ihale ve sözleşme sürecini anlatan Başkan Seçer, 19 Ekim 2021 ’de sözleşmeyi yaptıktan 15 gün sonra yer teslimi yapıldığını söyledi. Seçer, sözlerine şöyle devam etti:

Yani 3.5 ay önce. O günden bugüne kadar harcanan para 100 milyonu geçti. Şantiyeler kuruluyor; bir de şu var Metro dediğiniz yer altında TBM ’ler deler gider ya da aç-kapa yapacaksınız, o inşaat tamam. Ama asıl TBM ’in yapımı; yani o yeraltından tüneli açacak matkabın; bunların siparişi, kaporası, yapacağınız istasyonların uygulama projeleri hepsi yapıldı; şu anda hazır. Mart ayında 3 Ocak ’tan başlıyoruz Koruma Kurulu ’nun kararına göre.

Gar istasyonu ve Marina kavşağından batıya doğru da aç-kapaya başlıyoruz Fuar kavşağına doğru. Yani bu çalışmalar devam ediyor. Hepiniz inşaat işini bilirsiniz. Para varsa inşaat devam eder. Matkabı yerin altına koyduk yani TBM ’i, çalışmaya başladı. Günde 20 metre yer kazarak gidiyor. Arkadaşlar hak edişleri ödemezseniz o durmaz. Durduğu noktada olmaz, proje başarısız olur. Bu bir vizyon projesi, günahtır yapmayın.”
Projenin seçim kazanma ile alakası olmadığını, bir vizyon projesi olduğunu yineleyen Seçer, şunları söyledi:

Hiçbir belediye başkanı metro yaptı diye seçim kazanmaz. Hatta yanlış işler olursa daha farklı sonuçlar olur Antalya örneğinde olduğu gibi. Elbette bir vizyon projesi yapılıyor ama siyaseten bunu herkes paylaşacak. Meclis de paylaşacak ama Mersin ’e kalıcı bir eser bırakıyorsunuz.

Belki 10 yıl sonra bir başka etap yaparsın. 20 yıl sonra, 5 yıl sonra farklı etaplar yaparsın. Biz zaten üç etabı hesap ettik. Belediye peş peşe devam etsin. 3 etap 30 kilometrelik bir çalışma bu. Sadece 13.4 kilometrelik bir etabın çalışmasını başlattık arkadaşlar ve Cumhurbaşkanlığı Yatırım Programı ’na alınmış bu. Yani hükümetin bir siyasal politikasıdır. Bir yatırım programı yapıyor, bütçesini ayarlıyor, yatırımları uygun görüyor.

Bir yandan da Meclis ’in bu projeyi akamete uğratacak biçimde aldığı kararlar, hükümetin siyasal politikalarına da sekte vuruyor. Devleti sevk ve idare eden iktidar değil mi? Yani bu bir devlet politikasıysa bir anlamda da hükümet politikasıdır. Yoksa izin vermez Cumhurbaşkanı. ‘Yok kardeşim ben Mersin metrosuna izin vermiyorum ’ der ama bunu projeksiyon olarak doğru bir projeksiyon görüyor. Onun için bunu alıyor.

“BORÇLANMA YETKİSİ ÖNÜMÜZÜ AÇAR”

Metronun inşaatı için ön hazırlıkların tamamlandığını belirten Başkan Seçer, müteahhidin şu ana kadar hak ediş yapmadığının bilgisini paylaşarak, şunları söyledi:

Yani işin özü şu; bu anlamda bizim yer teslimimiz 19 Ekim ’de başladı ve ön hazırlıklar tamamlandı. Mart ayı ile beraber muazzam bir inşaat süreci başlıyor ve hak edişler peş peşe gelecek. Müteahhit 100 milyon harcamış bugüne kadar bekliyor, hak ediş yapmadı. Hak ediş yapması lazım. Para ödememiz lazım bu insana. Bakın daha 900 milyondan bir habbe para gelmemiş. Daha ‘6 ay sonra gelecek ’ diyorum.

Bir miktar kendi öz kaynaklarımdan ödeyeceğim. Zaten bu yatırım toplamda inşaatı 4 milyar TL. Sadece inşaatı. Vagon, diğer müştemilatını saymıyorum. Bunun 600 milyonunu biz öz kaynaktan zaten ödeyeceğiz; yüzde 15 ’ini. Geri kalan 3 milyar 389 milyonunu borçlanacağız. 900 ’ünün yetkisini aldık. Henüz kullanamadık. Kalanı da şimdiden alalım, gidip masaya oturalım, pazarlık edelim.

Diyelim ki ‘bakın biz yetkiyi aldık, işlem devam ediyor. Şu anda Cumhurbaşkanlığı ’na gönderdik. ’ Bakın yanlış bir borçlanma olursa Cumhurbaşkanlığı Strateji Daire Başkanlığı, Hazine onaylamaz.

Projenin gecikmeden ve Mersin halkını zorlamadan gerçekleşmesi için Meclis ’in desteğini istediklerini belirten Seçer, geri kalan süreçleri de süreci sürekli kovalayacaklarını, herhangi bir aksilik olmasın diye de gece gündüz hassasiyetle konunun üzerinde olacaklarının da altını çizdi.

Bir Meclis üyesinin, 900 milyonluk kredi ve 600 milyonluk öz sermaye birleştirildiğinde 5 kilometrelik inşaatı gerçekleştirebilecekleri iddiasına yanıt veren Başkan Seçer, bu konuda şöyle dedi:

600 milyonu basacak darphanem olsa, hiç burada bu kadar nefes tüketmem zaten. Benim darphanem yok. Yani o kadar çok basit bir hesap üzerinden gidiyorsunuz ki bunun gerçekle alakası yok. Lütfen gerçeği yansıtmayan, insanları yanıltıcı hesaplar yapmayın. Para da falan basamıyoruz yani.

Yani belediyelerin Merkez Bankası gibi başkana bağlı bir kurumu olsa dersin ki ‘Bas bas paraları Metro ’ya ’ dersin olur biter ama böyle bir imkanım yok. Siz istiyorsunuz değil mi metro projesini? Bana bir söylesin, ne zaman uygun? Gelecek aya, öbür aya, hangi aya? Böyle bir çalışmanız var mı? Bu 2 milyar 400 milyon dış kredinin hangi şartlarda, ne zaman temin edilip hesabımıza gireceğinin bir çalışması var mı? Yok. Ama benim var. Sizin de varsa beni ikna edin, bekleyeyim. Ama yok.

“MERSİN BU PROJEYE İNANIYOR”

Bazı Meclis üyelerinin borçlanma yetkisi için erken davranıldığı yönündeki iddiaları üzerine Başkan Seçer, konuyu örnekler vererek anlattı. Başkan Seçer, bu konuda şöyle konuştu:

10 katlı apartman yapıyorsun. 10 milyon lira para harcayacaksın. Cebinde 1 milyon lira var. Hele bir başlayalım. Bismillah, başladık. İyi başladın da 2 yılda apartmanı bitireceksin. Bir ay geçti, para bitti. Tedbirini almamışsın ne olur inşaat?

Usta parasını almazsa; tuğla üzerine tuğla koymaz, betoncu beton göndermez, çimentocu, demirci satış yapmaz, işçi çalışmaz. Adam nasıl çalışsın müteahhit? Müteahhit kendini garantide görecek. 900 milyon çıkmak üzere. Başkan Meclis ’ten onayı aldı. Demek ki işler yürüyor.

Mersin bu projeye inanıyor. Siz herkesi demoralize ediyorsunuz. Anlamıyorum yani. Bana, ‘erken başkan ’ diyorsanız, ikna oldum. Ne zaman, o zaman getireyim? Bana onu söyleyin. Nakit akışını da söyleyin.

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, meclis toplantısından bir gün önce Cumhurbaşkanı Erdoğan ’a seslenerek, “Mersin metrosunu yatırım programına aldınız. Bu kararınıza rağmen, çoğunluğa sahip Cumhur İttifakından komisyon üyeleri borçlanma talebimizi reddetti. Umarım ki Mersin ’e zarar veren bu yanlış karar, yarın meclisteki oylamada düzeltilecektir” diye seslenmişti.

 2 MİLYAR 489 MİLYONLUK KREDİ TALEBİ

Mersin Büyükşehir Belediyesi ’nin ‘Mezitli 3 Ocak Hafif Raylı Sistem Metro Hattının İnşaat ve Elektromekanik Sistemlerinin Temini, Montajı ve İşletmeye Alınması İşi ’ projesi için 2 milyar 489.5 milyon liralık kredi temin edilmesi amacıyla Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı ’nın yetkilendirilmesi ile ilgili konu oy birliğiyle Plan ve Bütçe Komisyonu ’na sevk edilmişti. Meclis de komisyonun bu kararına uyarak ret kararında ısrar etti. sizlere beylikduzuescort.pro farkıyla sunulmuştur

122 gösterim, 0 gün

Belçika ’da 4 kadını öldürdü, Türkiye ’de serbest bırakıldı

Güncel haberler 15 Şubat 2022

Belçika ’da 4 kadını öldürdü, Türkiye ’de serbest bırakıldı

Gent şehrinde yaşayan Osman Çallı, 11 Kasım 2004 gecesi, 25 yaşındaki eşi Teslime ile hamile olan 19 yaşındaki kız kardeşi Hacer Çallı ’yı sandalyeye bağlayıp kurşunladıktan sonra, üzerlerine yorgan yığıp ateşe verdi.

BBC Türkçe ’den Yusuf Özkan ’ın haberine göre daha sonra Aalst kentine giden Çallı, burada eski eşi ve kayınvalidesi ile evdeki bir erkeği kurşun yağmuruna tuttu. Eski eşi ve kayınvalidesi ölürken, Belçikalı erkek ağır yaralandı.

Tekrar Gent ’e dönmek üzere yıla çıkan Çallı, otomobilinin arıza yapması üzerine bir kadın sürücüyü silah zoruyla rehin aldı.

Gent ’te eşiyle ilişki yaşadığını öne sürdüğü Biçer Erbil adlı kişinin evine giden Osman Çallı, onu da ağır yaraladı.

Daha sonra polise teslim olan ve “Ailemin namusunu temizledim” diyen Çallı ’nın, Belçikalı eşinden olan oğlunu kaçırmak suçundan 18 ay hapis cezasına çarptırıldığı da ortaya çıktı.

Gent ’te dört yıl süren yargılama sonunda Osman Çallı, ömür boyu hapse mahkûm edildi.

Çallı, mahkûmiyetten beş yıl sonra, cezasının geri kalanını Türkiye ’de çekmek için başvuru yaptı. 28 Haziran 2013 ’te Türkiye ’ye iade edilen Çallı, 2014 yılından itibaren Belçika ulusal adli sicilinden silindi.

TÜRKİYE ’DE 3 YIL HAPİS YATTI

Türkiye ’de fiilen üç yıl hapis yatan Osman Çallı ’nın, 2020 yılından bu yana özgür olduğu ortaya çıktı.

Belçika medyasına konuşan avukatı Ergun Top ’a göre, 2016 Eylül ayından itibaren Osman Çallı yarı özgürlüğe sahip oldu, 10 Kasım 2019 ’da da şartlı tahliye ile salıverildi. Çallı, 2020 ’de de tamamen özgürlüğüne kavuştu.

Belçika medyasında, Çallı ’nın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ’ın affıyla salıverildiği öne sürüldü. Ancak Avukat Top bunun doğru olmadığını açıkladı.

Top, “Türkiye ’de cezanızın beşte ikisini çektikten sonra serbest kalabilirsiniz. Tahliyenin Cumhurbaşkanı affıyla değil, Türk hukuk sistemi ile ilgisi var” diye konuştu.

“GÜNEŞİN VE DENİZİN TADINI ÇIKARIYORUM”

Şu anda 63 yaşında olan Çallı, kendisini telefonla arayan Belçika ’daki VTM Havadis kanalı muhabirine, “Burada güneşin, denizin ve kumsalın tadını çıkarıyorum. 15 yıl boyunca cezamı çektim. Burada yeni bir hayata başladım. Yakında bir oğlum olacak. Artık rahat bırakılmak istiyorum” dedi.

Çallı ’nın vurduğu ve hayatta kalan iki kurbandan biri olan Henri De Cooman ’ın avukatı, Yeni Flaman İttifakı Partisi (N-VA) Milletvekili Christoph D ’Haese, dört kadının katili Çallı ’nın, Belçika ’da cezasını çekmek yerine özgürce dolaşmasını, “utanç verici ve anlaşılmaz” diye değerlendirdi.

Belçikalı milletvekili, “O kişi, dört kadına sözde namus duygusuyla saldırdı ve katletti. Çallı, yakınlarına da tarifsiz acılar yaşattı. Böyle biri ömür cezayı hak ediyor, bir gün bile eksik değil” diye konuştu.

Belçika Adalet Bakanlığı, Çallı ’nın serbest bırakılması konusunda Türkiye ’nin kendilerini resmi olarak bilgilendirmediğini öne sürdü. Bakanlık ’tan yapılan açıklamada, “Şu anda Çallı ’nın durumu hakkında resmi bir bilgimiz yok. Türk makamlarından açıklama istedik, yanıt bekliyoruz” denildi.

Osman Çallı ’nın, Türkiye ’nin 1983 ’te imzaladığı ve Belçika ’nın da taraf olduğu “Hükümlülerin Nakline İlişkin Avrupa Sözleşmesi” uyarınca iade edildiği belirtildi.

Anlaşma kapsamında her iki ülkenin de iadeye onay vermesi durumunda, hükümlünün cezası, gönderildiği ülkenin yasalarına dönüştürülüyor.

Anlaşmaya göre, infazın devam edeceği ülkenin, cezanın uygulanma biçimi ve olası tahliye konusunda diğer ülkeyi bilgilendirmesi gerekiyor.

Ancak Belçika makamlarına göre, Türkiye bunu yapmadı. Adalet Bakanlığı yetkilisi Sharon Beavis, Nieuwsblad gazetesine yaptığı açıklamada, iade sonrası Belçika ’nın Türkiye ’deki ceza prosedürü üzerinde hiçbir etkisi kalmadığını vurguladı.

Belçika makamlarının açıklama talebi, Türkiye ’nin Brüksel Büyükelçiliği aracılığıyla Ankara ’ya iletildi.

Geçen yıl Belçika ’dan 91 hükümlü, cezalarının geri kalanını tamamlamak üzere Hollanda, Fransa, Romanya, Polonya, Bulgaristan ve İtalya ’nda aralarında olduğu ülkelere iade edildi. sizlere beylikduzuescort.pro farkıyla sunulmuştur

120 gösterim, 0 gün

Sayfa 16 of 20 1 14 15 16 17 18 20
  • Kremlin'den İstanbul'daki müzakerelerle ilgili açıklama! Kırım konusunda kapıyı kapattılar

    Kremlin'den İstanbul'daki müzakerelerle ilgili açıklama! Kırım konusunda kapıyı kapattılar

    Tarafından AÇIK 30 Mart 2022 - 0 Yorumlar

    Ukrayna ile süren müzakereler hakkında Rusya’dan yeni bir açıklama geldi. Dün İstanbul’da gerçekleştirilen tarihi görüşmeyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov şu ifadeleri kullandı; “Rus heyetine başkanlık eden Vladimir Medinsky, Ukrayna heyetiyle İstanbul’da yapılan görüşmelerin sonuçlarını Putin’e bildirdi ve bugün medyaya yeni açıklamalar yapacak. “UKRAYNA TALEPLERİNİ KAĞIDA DÖKMEYE BAŞLADI” Kırım Rusya’nın bir parçasıdır ve […]

  • Anal Seks Porno Video İzle

    Anal Seks Porno Video İzle. Herero, Gay, Trans.

    Tarafından AÇIK 24 Ekim 2022 - 0 Yorumlar

    Anal Seks Porno Video İzle. Herero, Gay, Trans. Götten veren kadın anal seks porno videolarda pozisyonlara göz atın ⭐ ❤️ ⭐ Kızların götlerinin sikilmesini izleyin ✓ Anal Gay Porno Video İzle. Komşunun oğlu fizyoterapist, uzun boylu değil yakışıklı ama çekiciliği var. Her neyse, o gün evde yalnızdım. Ve onu çok özledim. Dün bir seks filmi […]

  • 3D Porno Film

    3D Porno Film İzle. Animasyon, Hetero, Gay

    Tarafından AÇIK 24 Ekim 2022 - 0 Yorumlar

    3D Porno Film İzle. Animasyon, Hetero, Gay. Burada, Beylikduzuescort.pro’da ücretsiz 3d porno videoları izleyin. Büyüyen yüksek kaliteli En Alakalı XXX film ve klip koleksiyonunu keşfedin. Akşam saat dokuzda akşam yemeği için hazırlanmış masada kocamı bekliyordum. merak etmeye başladım. bunu asla yapmazdı. bana hiçbir şey söylemedi. Sonunda, ayağa kalkıp masayı öfkeyle temizlemeye karar verdiğimde kapı açıldı. […]

  • KHK ’lı akademisyen Vahide Kütküt 5 yıldır çocuklarından ayrı

    KHK ’lı akademisyen Vahide Kütküt 5 yıldır çocuklarından ayrı

    Tarafından AÇIK 24 Şubat 2022 - 0 Yorumlar

    Anne-baba tutukluluk, hem ebeveynlerin hem de çocukların psikolojisini olumsuz etkiliyor. Üstüne bir de araya yüzlerce kilometrelerce yol girince aileler paramparça oluyor. Anne-babası aynı gün tutuklanan Tarık (9) babaannesiyle birlikte Adana ’da, annesi tutuklandığında 5 aylık olan Ufuk (5) ise anneannesiyle Şanlıurfa ’da yaşıyor. KHK ’lı akademisyen Vahide Kütküt ve eşi Burak Kütküt ise Ankara Sincan […]

  • Görevden alınan Faruk Çelik suskunluğunu bozdu: Payitaht dizisindeki sahneye kırgınım

    Görevden alınan Faruk Çelik suskunluğunu bozdu: Payitaht dizisindeki sahneye kırgınım

    Tarafından AÇIK 31 Mart 2022 - 0 Yorumlar

    Gıda Tarım Tarım ve Hayvancılık Bakanı olan Faruk Çelik, 2015’te getirildiği görevinden 19 Temmuz 2017’de alınmıştı. Faruk Çelik’in görevden alınmasından tam 9 ay sonra 28 Nisan 2018’de TRT’de yayınlanan Payitaht dizisinin 48. bölümünde dikkat çeken bir sahne yayınlanmıştı. DİZİDEKİ ET LOBİSİ SAHNESİ DİKKAT ÇEKMİŞTİ Osmanlı’da et fiyatlarının konu alındığı sahnede şu diyaloglar yer almıştı: “II. […]

"Cenaze aracı para yok diye tünelden geçirilmedi" "En gurur duyduğum konu KHK listesinde o pırlanta insanlarla aynı listede olmak oldu" AKP ’li belediye mahallenin çocuk parkını müteahhite sattı Albayrak Almanya'da 'Barış Duası'... 'Allah ’ım savaş imkansız ve barış mümkün olsun' Annesi tutuklanmıştı: Down sendromlu Ayşe Asude hayata küstü Aybar geldi Bursa Adliyesi'nde görevli hakim parkta ölü bulundu Davutoğlu ’ndan Erdoğan ’a: Niye eğitilmiş insanları biçmek için fırsat kolluyorsunuz Demirtaş ’ın fotoğrafını paylaşan temizlik işçisini işten çıkardı Dünya Ekonomi Emine Şenyaşar ’a Evlilik İnsanları Değiştirir mi Ferit Şenyaşar: Zulmü kabul etmeyip adalet diyen herkesi Urfa Adliyesi önüne bekliyoruz Gergerlioğlu: Bolu Belediyesi Güncel Jandarma İstihbarat Komutanı ’nın şoförü çıktı Kadın Psikolojisi kadın ve erkek ilişkileri Kaçak geçişe yeni düzenleme Kemal Kurkut'un öldürülmesinin 'yasal' olduğunu savunup 'Ceza verilemez' dedi Kiev Kılıçdaroğlu: AK Parti'ye muhalefet yapma imkanı vereceğiz Meral Akşener: Türkiye yaptırımların yanında yer almalıydı Moskova MİT müsteşar yardımcısına 3. Ordu komutanını da aratmış Polis Reuters: İstanbul ’da bir Rus yolcu uçağına el konuldu Rusya Sedef Kabaş 49 günde tahliye oldu ama cezaevleri hâlâ gazetecilerle dolu Tabipler Birliği'nden Erdoğan'a 'Gidiyorlarsa gitsinler' yanıtı: 2023'te onlar gidecek biz kalacağız Tansu Çiller'in başına geçeceği parti belli oldu Tecavüz ettiği kadını kızgın yağla yakan 'istihbarat muhbirine' 15 dakikada tahliye! Troller yine ‘öldü ’ yalanını yayıyor; Fethullah Gülen ’in sağlığı yerinde Ukrayna Uyuşturucu taşıyan uzman çavuş İBB çalışanlarına yüzde 54 İlişkiler İmamoğlu: Çok zaruri olmadıkça vatandaşlarımız trafiğe çıkmasınlar İstanbul İstanbul'a TIR girişleri yasaklandı İstihbarat ‘muhbir ’ avında; Gülen cemaatine yeni sızma planı İstinaf İzmir ve Muğla'da art arda depremler